Biraz ilginç
gelecek ama yukarıdaki başlıkta aslında insanın normal bir özelliğini
söylüyorum. Hastalık olarak beynimize işlenmiş olması bu gerçeği
değiştirmiyor. Örnek vermek gerekirse hepimiz günlük yaşamımızda kişiliğimizi
bir heykeltıraşın biçimsiz taşa şekil vermesi gibi yontuyoruz, bu da yeni bir
kişilik sahibi olmamız demek. Sebebi ise açık, ortam değiştirmekten kaynaklanıyor
bu durum. Bir ortamda lider rolünü oynarken diğer ortamda pasif kalabiliyoruz.
Bu
duruma adapte olamayanlar ise yol yordam bilmemekle eleştiriliyor çoğu zaman. Diğer
canlılara bakarsak bu kolay bir iş gibi görünmüyor, onlar hep aynı görevi
yapıyorlar, davranışları stabil. İnsana gelince durum içinden çıkılmaz bir hal
alıyor. Okulda, evde, sokakta hep farklı bir kişiliğin altına bürünüyoruz. Bir
yerde alkışlanacak hareket diğer yerde yadırganabiliyor. Olay böyle olunca ne
yapacağını şaşıran insan kopyalama mekanizmasını çalıştırıp ortamdan gördüğü
hareketleri yapmaya başlıyor. Bu da farklılığı yok ediyor ne yazık ki. Toplumsal
normlar ise insana nerde ne yapması gerektiğini kalın duvarlarla örüyor. Buna
karşı çıkanlarsa toplum tarafından sıra dışı, uyumsuz gibi kelimelerin çatısı
altına sokuluyor. Yine de bazı hareketlerin çok uç olmaması gerekiyor bence. Aksi
halde kişilikler arası kopuş meydana gelip insanı yanlış hareketlere
yöneltebilir.Sonuç olarak çok kişilikli olmak insan olmanın doğal bir sonucu. Kişilikler arası dengeyi iyi tutturanlar hayatta daha başarılı oluyorlar. Hepimizin dengeyi tutturması dileğiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder