Ana içeriğe atla

Bireye Methiye

Üstat, "My Way" şarkısıyla aslında yazının özetini geçiyor.
Üstat, "My Way" şarkısıyla aslında yazının özetini geçiyor.
İnsan ne için yaşar?
Haz için mi, mutlu olmak için mi, iyi hissetmek için mi, güç elde etmek için mi, istediği şeylere sahip olmak için mi?
Hayır. İnsan haysiyeti, karakteri uğrunda yaşar.
Nihai haz, geriye dönüp eskittiğin yıllara baktığında "Hamdolsun, ne yaptıysam kişiliğimle tutarlılık içinde yaptım, pişman değilim." demektedir.
Nihai haz, içindeki ahlak yasasına bağlı kalmakta, gökyüzündeki ışıl ışıl parıldayan yıldızlar misali istikbaline bu nizam dahilinde ilerlemekte yatar.
Pusulası doğru olan mahluk, doğru hedefe doğru istikamette ulaşır.
İnsan hiçbir zaman gelip geçici olan günlük hazlara aldanmamalı, bunları hayat gayesi addetme gafletine düşmemelidir. Pek tabii bedensel ve entelektüel haz kaynaklarından muntazaman yararlanmalı; mesele bundan ziyade "hedon"a tapmakla alakalıdır.
Beşeri beşer yapan, teşekkül ettiği nizamdır. Toplumsal açıdan baktığımızda bu düzen kendini en iyi devlet müessesesinde gösterir. Keza din kurumu da esasında düzen üzerine bina edilmiştir. Bunlar gibi pek çok örnek, düzen ve sistematiğin ehemmiyetini ortaya koymaktadır.
Şahsımın vurgulamak istediği nokta ise, düzenin bireysel açıdan teşekkülüdür.
Yüzeysel açıdan bakacak olursak, "productivity" adı altında yayınlanan binlerce kişisel gelişim makalesi, zamanın intizamı ve verimli değerlendirilmesi üzerinden "düzen" kavramına yaklaşır. Bunların yadsınamaz yararları bir kenarıya, kavrama derin manada yaklaşacak olursak, bütün fiiliyatımızı şekillendiren temele; vicdana, ahlak yasasına ulaşırız.
Daha önce defaatle süblime ettiğim müessese: Şahsiyet, kişilik.
Bireyi bireyi yapan yegane şey irade ise, iradeyi irade yapan şey özelleşmiş ve eşsizleşmiş kişiliktir.
Bu nedenle günümüzde hür iradeden, dolayısıyla bireyden söz edemiyoruz.
Globalizmin en büyük tehlikesi budur.
Aynı şeylerden hoşlanan, aynı şeyleri düşünen, tek bir ana akıma bağlı basmakalıp bir sürü oluşturma.
Özgün ol ve düşün insan.
Şüphe et.
Yapacakların, haysiyetine ve kişiliğine yedirebileceğin, yıllar sonra dahi temelde de olsa arkasında durabileceğin fiiller olsun.

***

What does human live for?
Pleasure, happiness, feeling well, attaining power, obtaining the things s/he wants?
No. Human lives for dignity and the individuality.
The ultimate pleasure, is to say "Thank goodness, whatever I've done was consistent with my personality, I regret nothing." while looking back at the past years.
The ultimate pleasure, is to abide by the moral law within you, and keep moving forward to the future, that is like the glittering stars in the sky.
The one that has the right compass goes to the right target on the right track.
One should never be deceived by the ephemeral pleasures, should never fall into the carelessness of accepting them as the goal of life. Needless to say,  human will regularly enjoy physical and intellectual pleasures; the real problem lies on worshipping the hedon.
What makes the human human is the order s/he creates. When we look in the aspect of society, the order shows itself the best in commonwealth. Likewise, the religion institution is also built on the concept of order. Such examples reveal the importance of order and system.
The point I would like to emphasize is the creation of the individual's order.
Superficially, thousands of self-improvement articles which emphasizes the importance of "productivity" approach the concept of "order" through the efficient time management. The undeniable benefits of these are on one side, if we approach the concept profoundly, we reach the core which shapes our all actions and behaviour; conscience, the moral law within us.
The establishment that I've sublimed many times before: Personality, individuality.
If the only thing that makes the individual individual is the will, what makes the will is the exclusive and unique personality.
For this reason, there is no free will, and therefore no individual anymore.
This is the biggest threat of globalism.
Creation of a herd that is bound to a single main stream; a herd that likes the same things, thinks the same things.
Be unique and think, human.
Doubt.
Make sure whatever will you do is consistent with your personality, and after years, you can stand behind them even in principle.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Kendini Kandırma Sanatı

İnsanın yaşayabilmesi ve temel fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için bazı kabullenimlerde bulunması ve birtakım nesnelere, varlıklara dayanması gerekir. Neden başka bir varlığa bağlanma, yaslanma; tutunacak bir dala sahip olma ihtiyacı?  Pek basit: Temel gaye olan mutluluğa ulaşma. Lakin ona ulaşmanın kendisi başlı başına meşakkatlidir, keşmekeştir. Zorluklar ve güçlükler, bitmeyen arayışla birlikte; sayısız dönemeç, patika ve yol tek bir istikamette birleşir:  Mutluluğa ulaştıracak olan vasıta, tutunulacak dal, bağlanılacak varlık.  Beatrice'dir bu, leanan sídhe'dir; hayat saadetini bahşeder, beraberinde hayatı da götürür. Zira saadetin temelleri maneviyatta atılmıştır, insan da ancak maddiyatla tam anlamda tatmin olabilir, hiçbir şekilde ulaşılamayacak olan maddiyatla. Yine de takdir etmeli, bu büyülü varlığın esas yaratıcısı insandır, görünüşler dünyasında kalmış tezahür sadece kıvılcımı atmış, yangına çevirense tahayyüller, mülâhazalar ve cılız

Namütenahi

O anı beklemekteyim, o an ki İçinde olduğum anlamsız döngü ve tekdüze birliktelikleri Yıkmaya muktedir Asla gelmeyeceğini bile bile Tahayyül eder durur zihnim Bir kapı açılır derinlerde Üzeri örtülü nice umutlar fışkırır Seni de çıkartır beraberinde Kıyıya vurmuş bir bebek masumiyeti Gözlerinde Sonra sular çekilir, o kapılar kapanır Kokuşmuş ve kasveti kahreden bir hava çöker güne Bu kötü döngü Namütenahi Öyle telakki ediyorum Ve yelken açıyorum hiçliğe Soğuk bir rüzgar vurduğunda yüzüme Saçlarımı savurduğunda bir yana Hala hatırlarım o anı Bir güneş doğar içime geceden Bir ışıltı belirir uzaklarda Sen ve o gün hiç gelmeyen Şapşalca yine de beklenen