"Mutualist bir ilişki mi günahla aramızdaki? Yoksa parazit mi? İyiliğe kötülük kadar yakın mı insan? Yoksa hayatında dengesizlik mi hakim? Haz neden büyük oranda günahlarda gizli?" gibi sorularla muhatap olurken Ramazan'ın ortasında içimdeki soğuk savaşın kızışmasının verdiği huzursuzlukla yine buralarda buldum kendimi. Bu huzurlu atmosfer içerisinde utilitarizm çerçevesindeki eylemleri ile insan maneviyatını yüceltmenin peşinde koşarken kendini bataklığa saplanmış halde buluyor. Kaçtığı şeyden ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın kendini o şeye o kadar yakın hissediyor. Neden?
Bir hal ki bu içini tırnaklıyor insanın. Yoksunluğun içerisinde varlığı göremediğinde zuhur ediyor. Nefis titriyor, Şeytan titriyor ve nihayetinde insan da titriyor bu yoksunluk sebebiyle. Cezbedilememiş ruhlar muzdarip bunlardan. Üzerine çökmüş bir moloz yığını ve kara bulutlar ile cebelleşirken çarpık bacakları, köhnemiş bağları ve kumdan kaidesiyle hiçbir güçlüğe mukavemet gösteremiyor, gösterme kaygısı da ne yazık ki gütmüyor. Rezalet! Varlığını göz ardı edip bir tepki bile vermekten kaçınacak kadar ezik, içinde fırtınalar kopartan olayları ve durumları sindirmekte zorlanmayan adi bir yapı bu. Davranışlarına ulvi anlamlar yüklenmesini uman, varlığını fark edecek kesimi göklerde arayan bir zihniyet bu. Susmanın edep sayıldığı, sabır sayıldığı bir atmosferin ürünü bu. Kerahat vakti uyuyup kafayı yiyen bir cesedin ürünü bu. Bunca saçmalığı, safsatayı sonlandırdığım an bu.
Bir hal ki bu içini tırnaklıyor insanın. Yoksunluğun içerisinde varlığı göremediğinde zuhur ediyor. Nefis titriyor, Şeytan titriyor ve nihayetinde insan da titriyor bu yoksunluk sebebiyle. Cezbedilememiş ruhlar muzdarip bunlardan. Üzerine çökmüş bir moloz yığını ve kara bulutlar ile cebelleşirken çarpık bacakları, köhnemiş bağları ve kumdan kaidesiyle hiçbir güçlüğe mukavemet gösteremiyor, gösterme kaygısı da ne yazık ki gütmüyor. Rezalet! Varlığını göz ardı edip bir tepki bile vermekten kaçınacak kadar ezik, içinde fırtınalar kopartan olayları ve durumları sindirmekte zorlanmayan adi bir yapı bu. Davranışlarına ulvi anlamlar yüklenmesini uman, varlığını fark edecek kesimi göklerde arayan bir zihniyet bu. Susmanın edep sayıldığı, sabır sayıldığı bir atmosferin ürünü bu. Kerahat vakti uyuyup kafayı yiyen bir cesedin ürünü bu. Bunca saçmalığı, safsatayı sonlandırdığım an bu.
Yorumlar
Yorum Gönder