Ana içeriğe atla

Nessun Dorma



Yorgun gözlerim benliğime yeni bir kıvılcım atan tebessümünü arıyor.

Defalarca huzurumdan kovduğum saki, halen neden getirirsin aşk şarabını?
İtelediğim berhava tahayyüller, bu tükenmeyen ısrarın sebebi ne?

Aç müstahkem kapılarını, aç ki göreyim o ay suretlinin ışığını...
Kır paslanmış zincirlerini, kır ki kavuşayım o naif ve temiz kalpli küçük kırlangıca...

Olmuyor, olamaz, belki de olmamalı!

Saf ve küçük kıpırtılar yok olmaya mahkum, farazi hissiyata yuvasını açacak olan ben değilim!

Bilirim, o kıvılcımdır soğuk bir mart gecesi teslimiyetle nihayete eren.
Bilirim, o kıvılcımdır son ana kadar içimi ısıtan ve boşuna umutlandıran.

Ne kıvılcımlar söndürürsün sen adi felek! 
Ama bu defa, 
bu defa müsaade etmeyeceğim sana, 
zira bu şeref bana ait!

Ey gece, dağıl!
Yıldızlar, inin!
Yıldızlar, inin!

Şafak vakti ben kazanacağım!
Ben kazanacağım!
Ben kazanacağım!

Görsel: 巡梦记 | Kra

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Namütenahi

O anı beklemekteyim, o an ki İçinde olduğum anlamsız döngü ve tekdüze birliktelikleri Yıkmaya muktedir Asla gelmeyeceğini bile bile Tahayyül eder durur zihnim Bir kapı açılır derinlerde Üzeri örtülü nice umutlar fışkırır Seni de çıkartır beraberinde Kıyıya vurmuş bir bebek masumiyeti Gözlerinde Sonra sular çekilir, o kapılar kapanır Kokuşmuş ve kasveti kahreden bir hava çöker güne Bu kötü döngü Namütenahi Öyle telakki ediyorum Ve yelken açıyorum hiçliğe Soğuk bir rüzgar vurduğunda yüzüme Saçlarımı savurduğunda bir yana Hala hatırlarım o anı Bir güneş doğar içime geceden Bir ışıltı belirir uzaklarda Sen ve o gün hiç gelmeyen Şapşalca yine de beklenen

Kendini Kandırma Sanatı

İnsanın yaşayabilmesi ve temel fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için bazı kabullenimlerde bulunması ve birtakım nesnelere, varlıklara dayanması gerekir. Neden başka bir varlığa bağlanma, yaslanma; tutunacak bir dala sahip olma ihtiyacı?  Pek basit: Temel gaye olan mutluluğa ulaşma. Lakin ona ulaşmanın kendisi başlı başına meşakkatlidir, keşmekeştir. Zorluklar ve güçlükler, bitmeyen arayışla birlikte; sayısız dönemeç, patika ve yol tek bir istikamette birleşir:  Mutluluğa ulaştıracak olan vasıta, tutunulacak dal, bağlanılacak varlık.  Beatrice'dir bu, leanan sídhe'dir; hayat saadetini bahşeder, beraberinde hayatı da götürür. Zira saadetin temelleri maneviyatta atılmıştır, insan da ancak maddiyatla tam anlamda tatmin olabilir, hiçbir şekilde ulaşılamayacak olan maddiyatla. Yine de takdir etmeli, bu büyülü varlığın esas yaratıcısı insandır, görünüşler dünyasında kalmış tezahür sadece kıvılcımı atmış, yangına çevirense tahayyüller, mülâhazalar ve cılız