Nerede kaldı bu dalgalar? Artık kıyıya getirmiyor pisliğini denizin. Neredesin kafamdaki solucan kolonisi? Nerede bu eşiğe kayıtsız aksiyon potansiyeli. Bu durgunluk, bu hissizlik neye alamet? Sistem kalıbına mı soktu sözüm ona aydın ruhumu? Yoksa monotonlaşan meşgaleler sıradanlığa mı sürükledi bu şahsiyeti?
Fikirsizlik, fikir oluklarının tıkandığını maalesef geç de olsa haber veriyor. Birey zihnini beslemeyi kesince bir süre aynı çerçeveye hapsolmuş şekilde sığlaşmış fikirlerini ısıtıp duruyor. Ne fayda? Yeni ufuklara açılmak, yeni zihniyetlere ziyaretler yapmak şöyle dursun sıfırı tüketerek düşünürlüğünü idame ettirmeye uğraşıyor zat-ı muhterem. Olur mu efendim? Derhal bu işe bir çare düşünülmeli. Aslında ana problem her şeyin başladığı zamanı işaret ediyor. Kişisel gelişim, kültürel kazanım ve düşünürlüğün tetiklendiği zaman dilimindeki müthiş şüphe ve ret arzusu kişinin zihnini besleyen olukları iyice açıyor. Böyle bir tetikleyici mekanizma içerisinde edinilmiş sorgulama ve bilme arzusu insanın yapıp etmelerine yansıyor. Hal böyle olunca zihin tam olarak beslenebiliyor. Şimdi bu hal nereye gitti? Aslında buralarda ama bilinç dışına itilmiş birçok problemin yerine koyulan zımbırtı ile uğraşmakta bu tuhaf adam.
Yorumlar
Yorum Gönder