Ana içeriğe atla

Artık düşünmek değil hissetmek istiyorum


Artık düşünmek değil

hissetmek istiyorum

Güvenmek koşulsuz şartsız

Bilmek istiyorum


Gözlerimi kapatıp güneşe dönmek

Görmeden de aydınlanıp hakikatle ısınmak

Keşfetmek istiyorum


Uzak diyarlardaki yüce yüreklere

Burdaymışçasına dokunmak

Hemhal olmak istiyorum

Kötü veya iyi seçmeden

Yaşamak istiyorum 


Sevmek istiyorum sonra

En sevimsiz görünenin ötesini

O en gizli saklı yanını insanın

Buruk ve garip hikayesini

Bilmek istiyorum


Yıldızlar patlamadan ölüm çağırmadan

Bir zerre olsun hilkati hissetmek 

Ağırlığı altında ezilip

Hiç olmak istiyorum


Nihayet cesedimden taşıp semada genişlemek

Ruhumun membaına ulaşmayı diliyorum


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Fikirlerin Çarpışması

Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar. Namık Kemal'in bu veciz sözü, mutlak doğruya ulaşmayı amaç edinmiş felsefenin yöntemini teşkil eder. Mesele bir fikrin onaylatılması değil; farklı fikirleri dinlemek ve bu fikirlerin doğru kısımlarını tözümüze kazandırmaktır. Ancak bu suretle mutlak doğruya olabildiğince yaklaşabilir, bu şekilde tatmin olabiliriz. Yalnızlık ne kadar süblime edilirse de hakkı teslim edilemez belki; lakin çevreyle münasebetin, müşahede eyleminin ve en önemli meziyetlerimizden birisi olan konuşmanın da ayrı önemi vardır. Unutmayalım ki yüzyıllar geçmesine rağmen iptidai niteliklerimiz hâlâ yerli yerinde, bunlardan en önde geleni olan aidiyet doyurulması gereken en büyük ihtiyaçlardan birisi. Türdeşleriyle iletişim kurmaktan yoksun beşer hayattan kademe kademe kopar, işte o zaman yalnızlık marazi mahiyet alır, tefekkür yerinde sayar, dogmatik hâle gelir ve faydadan çok zarar getirir. Önümüze çıkan yeni mesele: Doğru kişilerle münasebet kurma. Müşahe...

Boş Oda

Boş oda ve sesler Bomboş... Boş bardakta yıllanmış kahve tortusu Sessiz bir cızırtı fonda 80'lerden kalma bir radyo Kusursuz bir armoni geliyor kulağa Ecnebi bir kondüktörün elinden Ve yağmur Ritmik şakırtısı Üzerine birkaç nota Hançerliyor sanki Uzatıp kanlı elini meçhul Sesler ve boş oda