Ana içeriğe atla

Işığa Doğru


Mutluluk ve zevk veren muhabbetin ardından attığımız kahkahalar nihayetinde dinmiş, yerini hakikat kadar soğuk bir sessizlik almıştı. Zihnimizi dolduran bedbaht ve menfi fikirleri bertaraf etmeyi ilk başaran yine ben olmuştum, sahte bir tebessüm takındım ve zifirî karanlığı parçalayan parlak ışığa işaret ettim.

"Kim düşünebilirdi çıkmazda bir çıkar yol olacağını... 'Gökten daha geniştir insanın beyni.' İşte bu sebatımızın ödülüdür dostlarım, her türlü umutsuzluğa ve defaatle benliğimizde tahakküm kuran teessüre rağmen filizlenen umudun meyvesidir. Siz de biliyorsunuz ki artık o ışığın ardındaki bilinmezin bir önemi kalmamıştır. O yolu arşınlamaya mahkûmuz; bilinmeze yürümeye, risk almaya, bizi bekleyen her ne ise ona rağmen ilerlemeye mahkûmuz. Başka seçeneğimiz yok, başka yolumuz yok. Zarlar atıldı."

Mütereddit izler yavaş da olsa çehrelerden silinmeye başladı; vücudumuzu kuşatan kararlılık, inanç ve cesaret, her şeyi bitirecek ve başlatacak adımları atmamızı temin etti. İster istemez geçmişimi, sevdiklerimi ve yaşadıklarımı anımsadım. Hayır, onları ardımda bırakmıyordum; bilakis, her şeyden daha değerli o anılar yüreğimde, benliğimde muhafaza idi.

"Bu benim seçimim."
El Psy Kongroo.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Boş Oda

Boş oda ve sesler Bomboş... Boş bardakta yıllanmış kahve tortusu Sessiz bir cızırtı fonda 80'lerden kalma bir radyo Kusursuz bir armoni geliyor kulağa Ecnebi bir kondüktörün elinden Ve yağmur Ritmik şakırtısı Üzerine birkaç nota Hançerliyor sanki Uzatıp kanlı elini meçhul Sesler ve boş oda

Fikirlerin Çarpışması

Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar. Namık Kemal'in bu veciz sözü, mutlak doğruya ulaşmayı amaç edinmiş felsefenin yöntemini teşkil eder. Mesele bir fikrin onaylatılması değil; farklı fikirleri dinlemek ve bu fikirlerin doğru kısımlarını tözümüze kazandırmaktır. Ancak bu suretle mutlak doğruya olabildiğince yaklaşabilir, bu şekilde tatmin olabiliriz. Yalnızlık ne kadar süblime edilirse de hakkı teslim edilemez belki; lakin çevreyle münasebetin, müşahede eyleminin ve en önemli meziyetlerimizden birisi olan konuşmanın da ayrı önemi vardır. Unutmayalım ki yüzyıllar geçmesine rağmen iptidai niteliklerimiz hâlâ yerli yerinde, bunlardan en önde geleni olan aidiyet doyurulması gereken en büyük ihtiyaçlardan birisi. Türdeşleriyle iletişim kurmaktan yoksun beşer hayattan kademe kademe kopar, işte o zaman yalnızlık marazi mahiyet alır, tefekkür yerinde sayar, dogmatik hâle gelir ve faydadan çok zarar getirir. Önümüze çıkan yeni mesele: Doğru kişilerle münasebet kurma. Müşahe...