Ana içeriğe atla

Işığa Doğru


Mutluluk ve zevk veren muhabbetin ardından attığımız kahkahalar nihayetinde dinmiş, yerini hakikat kadar soğuk bir sessizlik almıştı. Zihnimizi dolduran bedbaht ve menfi fikirleri bertaraf etmeyi ilk başaran yine ben olmuştum, sahte bir tebessüm takındım ve zifirî karanlığı parçalayan parlak ışığa işaret ettim.

"Kim düşünebilirdi çıkmazda bir çıkar yol olacağını... 'Gökten daha geniştir insanın beyni.' İşte bu sebatımızın ödülüdür dostlarım, her türlü umutsuzluğa ve defaatle benliğimizde tahakküm kuran teessüre rağmen filizlenen umudun meyvesidir. Siz de biliyorsunuz ki artık o ışığın ardındaki bilinmezin bir önemi kalmamıştır. O yolu arşınlamaya mahkûmuz; bilinmeze yürümeye, risk almaya, bizi bekleyen her ne ise ona rağmen ilerlemeye mahkûmuz. Başka seçeneğimiz yok, başka yolumuz yok. Zarlar atıldı."

Mütereddit izler yavaş da olsa çehrelerden silinmeye başladı; vücudumuzu kuşatan kararlılık, inanç ve cesaret, her şeyi bitirecek ve başlatacak adımları atmamızı temin etti. İster istemez geçmişimi, sevdiklerimi ve yaşadıklarımı anımsadım. Hayır, onları ardımda bırakmıyordum; bilakis, her şeyden daha değerli o anılar yüreğimde, benliğimde muhafaza idi.

"Bu benim seçimim."
El Psy Kongroo.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Namütenahi

O anı beklemekteyim, o an ki İçinde olduğum anlamsız döngü ve tekdüze birliktelikleri Yıkmaya muktedir Asla gelmeyeceğini bile bile Tahayyül eder durur zihnim Bir kapı açılır derinlerde Üzeri örtülü nice umutlar fışkırır Seni de çıkartır beraberinde Kıyıya vurmuş bir bebek masumiyeti Gözlerinde Sonra sular çekilir, o kapılar kapanır Kokuşmuş ve kasveti kahreden bir hava çöker güne Bu kötü döngü Namütenahi Öyle telakki ediyorum Ve yelken açıyorum hiçliğe Soğuk bir rüzgar vurduğunda yüzüme Saçlarımı savurduğunda bir yana Hala hatırlarım o anı Bir güneş doğar içime geceden Bir ışıltı belirir uzaklarda Sen ve o gün hiç gelmeyen Şapşalca yine de beklenen

Kendini Kandırma Sanatı

İnsanın yaşayabilmesi ve temel fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için bazı kabullenimlerde bulunması ve birtakım nesnelere, varlıklara dayanması gerekir. Neden başka bir varlığa bağlanma, yaslanma; tutunacak bir dala sahip olma ihtiyacı?  Pek basit: Temel gaye olan mutluluğa ulaşma. Lakin ona ulaşmanın kendisi başlı başına meşakkatlidir, keşmekeştir. Zorluklar ve güçlükler, bitmeyen arayışla birlikte; sayısız dönemeç, patika ve yol tek bir istikamette birleşir:  Mutluluğa ulaştıracak olan vasıta, tutunulacak dal, bağlanılacak varlık.  Beatrice'dir bu, leanan sídhe'dir; hayat saadetini bahşeder, beraberinde hayatı da götürür. Zira saadetin temelleri maneviyatta atılmıştır, insan da ancak maddiyatla tam anlamda tatmin olabilir, hiçbir şekilde ulaşılamayacak olan maddiyatla. Yine de takdir etmeli, bu büyülü varlığın esas yaratıcısı insandır, görünüşler dünyasında kalmış tezahür sadece kıvılcımı atmış, yangına çevirense tahayyüller, mülâhazalar ve cılız