Ana içeriğe atla

Reng-i Halet


Kireç beyazı umutlar
Ölüm grisi korkular
Ve ruha bağlı bir çift göz
Bir ruh ki göz ve renk ile
Arıyor rengini halinin

Karanlık akustik bir parça
Ruha bağlı bir çift kulak
Her gün tekerrür ederek
Uyuşturuyor  dağınık zihni
Bir zihin ki gökten uzayıp
Yer ile kaynaşıp kâmil olan

Koparın zincirini bu gökten inen
Gıcırdayan narin salıncağın
Saçılsın yeryüzüne pembe düşler
Ezsin başını huysuzun oldukça ağır hisler

Aman duymasınlar bu gümbürtüyü
Tüm bağların kopuşunu hislerin intiharını
Özgürlüğün sevinç çığlıklarını
Ağır bir yük ki ezip yeri
Alev alev kor fışkırtan bir etki
Alıp maviliğini gökyüzünün
Kızıla boyayıp da çiziyor resmini
Kahpe ideolojinin adi öfkenin

İğneden yaprakları ağacın
Süzerek ışığını cüretkar güneşin
Tevazu ile hakim oluyor
Deniz güneşe karşı
Yerini beyaz köpüğe bıraktığında
Azgın kibirli dalgalar

Olanlar oluyor içerde ben olmak üzere dahi değilim
Geçmişin yüküymüş meğer kamburumun sebebi
Düz olmaya bakıyorum tüm yollar kıvrılmış
Geriye ancak adamın halis niyeti kalmış

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Kendini Kandırma Sanatı

İnsanın yaşayabilmesi ve temel fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için bazı kabullenimlerde bulunması ve birtakım nesnelere, varlıklara dayanması gerekir. Neden başka bir varlığa bağlanma, yaslanma; tutunacak bir dala sahip olma ihtiyacı?  Pek basit: Temel gaye olan mutluluğa ulaşma. Lakin ona ulaşmanın kendisi başlı başına meşakkatlidir, keşmekeştir. Zorluklar ve güçlükler, bitmeyen arayışla birlikte; sayısız dönemeç, patika ve yol tek bir istikamette birleşir:  Mutluluğa ulaştıracak olan vasıta, tutunulacak dal, bağlanılacak varlık.  Beatrice'dir bu, leanan sídhe'dir; hayat saadetini bahşeder, beraberinde hayatı da götürür. Zira saadetin temelleri maneviyatta atılmıştır, insan da ancak maddiyatla tam anlamda tatmin olabilir, hiçbir şekilde ulaşılamayacak olan maddiyatla. Yine de takdir etmeli, bu büyülü varlığın esas yaratıcısı insandır, görünüşler dünyasında kalmış tezahür sadece kıvılcımı atmış, yangına çevirense tahayyüller, mülâhazalar ve cılız

Namütenahi

O anı beklemekteyim, o an ki İçinde olduğum anlamsız döngü ve tekdüze birliktelikleri Yıkmaya muktedir Asla gelmeyeceğini bile bile Tahayyül eder durur zihnim Bir kapı açılır derinlerde Üzeri örtülü nice umutlar fışkırır Seni de çıkartır beraberinde Kıyıya vurmuş bir bebek masumiyeti Gözlerinde Sonra sular çekilir, o kapılar kapanır Kokuşmuş ve kasveti kahreden bir hava çöker güne Bu kötü döngü Namütenahi Öyle telakki ediyorum Ve yelken açıyorum hiçliğe Soğuk bir rüzgar vurduğunda yüzüme Saçlarımı savurduğunda bir yana Hala hatırlarım o anı Bir güneş doğar içime geceden Bir ışıltı belirir uzaklarda Sen ve o gün hiç gelmeyen Şapşalca yine de beklenen