Algılarımızın yönetildiği hakikatini ispata gerek yok sanırım. Buna insanın fevkalade gelişmiş olan adaptasyon özelliği de eklenince tabiri caizse tam bir kuklaya dönüşüyoruz. Muazzam bir sistemin parçasıyız, ailesinden tutun devlete ve devletlerin teşekkül ettiği büyük dünya nizamına kadar her şey oldukça kompleks sistematik yapılardan ibaret. Bu büyük makinenin küçük bir dişlisi olduğumuz hakikatini gölgelemek için hem dışarıdan hem de bizatihi içeriden gelen uyaranlar vasıtasıyla yalancı bir hürriyete sahip olduğumuz kanısına varıyoruz. İstediğim şeyi izleyebilir, dinleyebilir, oynayabilir ve düşünebilirim. Peki eğitimi reddetmek? Devletin ve toplumun çizdiği öğrenci-meslek sahibi-evlat sahibi-emekli rotasından kopabilmek? Hayatının 3/4'ünü nizama adamaktan kaçınmak? Kendimi gülümsemekten alıkoyamıyorum ve ekliyorum: İmkansız.