Ana içeriğe atla

Köstek



Şaka gibiydi. Kötü bir şaka. İstemsizce bir kahkaha savurdum. İdrak etme niyetinde değildim; tüm varlığımla reddetmek, ihtimal vermemek, "Yok yahu, olur mu öyle şey?" demek için çırpınıyordum sağduyuya karşı. Beyhude. Aklıselimin galibiyeti aşikârdı. Yüzüme kuvvetli bir yumruk yemiş, yere serilmiş, küçük düşürülmüş, mağlup olmuştum. Mücadele verip de bozguna uğramak gurur kırıcıydı.

Nispeten yolunda giden tek saha da alaşağı edilmişti. Güvendiğim, arkasında durduğum esaslara karşı sembolik bir zafer. Daha da fazla yıkılamazdı Sezar, ama yıkmışlardı işte. Sen de mi Brutus, Casca, Cassius, Decimus?

Nisanda göklerde uçarken mayısta vurulmuştum.

Çıkarılması gereken dersler, tespit edilmesi gereken hatalar var kuşkusuz,
aynı zamanda devam edilmesi gereken bir mücadele,
terakkiye muhtaç bir yaşam.

Hayat bu işte.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arsız Kadın

Yürümek, çıldırırcasına gitmek Tenha yanına arsız kadının Pembe ruhunu karalar gibi Bir martı kanadı süpürür sokağı Müthiş bir istek ve tereddüt ile Varınca yanına arsız kadının Karanlık ruhumu ağartır gibi Bir ışık hüzmesi yıkar sokağı Sokak bile çekine çekine Vardı yanına arsız kadının Martı kustu eteğine Karanlık bir hınç aldı aydınlığı

Boş Oda

Boş oda ve sesler Bomboş... Boş bardakta yıllanmış kahve tortusu Sessiz bir cızırtı fonda 80'lerden kalma bir radyo Kusursuz bir armoni geliyor kulağa Ecnebi bir kondüktörün elinden Ve yağmur Ritmik şakırtısı Üzerine birkaç nota Hançerliyor sanki Uzatıp kanlı elini meçhul Sesler ve boş oda

Fikirlerin Çarpışması

Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar. Namık Kemal'in bu veciz sözü, mutlak doğruya ulaşmayı amaç edinmiş felsefenin yöntemini teşkil eder. Mesele bir fikrin onaylatılması değil; farklı fikirleri dinlemek ve bu fikirlerin doğru kısımlarını tözümüze kazandırmaktır. Ancak bu suretle mutlak doğruya olabildiğince yaklaşabilir, bu şekilde tatmin olabiliriz. Yalnızlık ne kadar süblime edilirse de hakkı teslim edilemez belki; lakin çevreyle münasebetin, müşahede eyleminin ve en önemli meziyetlerimizden birisi olan konuşmanın da ayrı önemi vardır. Unutmayalım ki yüzyıllar geçmesine rağmen iptidai niteliklerimiz hâlâ yerli yerinde, bunlardan en önde geleni olan aidiyet doyurulması gereken en büyük ihtiyaçlardan birisi. Türdeşleriyle iletişim kurmaktan yoksun beşer hayattan kademe kademe kopar, işte o zaman yalnızlık marazi mahiyet alır, tefekkür yerinde sayar, dogmatik hâle gelir ve faydadan çok zarar getirir. Önümüze çıkan yeni mesele: Doğru kişilerle münasebet kurma. Müşahe...